26 Ekim 2017 Perşembe

Dumanlı Gece...

               Sigaramın aydınlattığı gece de yıldızsız gökyüzü altında seni düşünüyorum. Bir yanda dalgaların sesi, bir yanda ise beynimde yankılanan sesler. Sanırım sana açılmak hata oldu. Neden bu kadar sertti ki tepkin? Ben seni severken kırmak bu kadar kolay olmamalıydı. İnsan kalbi kırıldığında gerçekten ses geliyormuş sayende öğrendim bunu da. Sana adanan şiirlerin bile canını yaktın. Bir insan nasıl bu kadar gaddar olabilirdi ki?
               Dalga sesleri; ah o muhteşem sesler onlar olmasaydı seni oracıkta öldürebilirdim, öyle sevmiştim; kimsenin olmamalıydın. Alınmalarım, kıskançlığım bundandı hep. Senin sevdiklerini sevmek vazifemdi. Ben sana alışırken olacak iş miydi bu. Şimdi ben sahilde soğuk kumlarda yatarken sen rahat yatağında uzanmış uyumuşsundur bile. Ah ne muhteşem bir olay seni uyurken izlemek.  Bir kez yanımda uyuklamıştın sen hatırlamazsın da ben unutamam. O gün demiştim bu adam ömrüm boyunca izleyeceğim kişi olmalı diye. Ama olamadın. Kırıp gitmek kolay değil mi? Kalıp savaşmak bu kadar zor olamaz ama, neyse sana gene de kötü söz söylemek istemem. Hukukumuz var o kadar zaman, anı, kahkaha kadar hukukumuz var.  Uzun zaman sonra yeniden yazmama neden olanda sensin zaten. Ah bu hayatın bu halde olması da senin suçun. Ben bilmezdim sabah güneşin doğuşunun soğuğunu; öğrendim sırf seninle olabilmek için uykusuz kaldığım her gecemde ezber ettim. Belki bu da okunmayacaklar listende üst sıra da yer alacak ama olsun ben sana ulaşmayan milyonlarca yazı yazmaya da razıyım. Bilir misin insan sevdiğinde sadece hayırlarına alınırmış o kimsenin, ben bunu da öğrendim seninle. Bana hayat dersi verdin resmen. Gözüme soktuğun onlarca kadın, ben nasıl hak ettim bunu. Tek suçum yanında olmak mıydı sahi? Ondan mı yaptın? Yerimi doldurabildiler mi bari! Doldururlar senin için fark etmezdi, biri olsun yeterli bu senin sözündü.
               Ah gökyüzüm nasılda karanlık, bu gece ay bile gelememiş üzüntüsünden. Hatırlar mısın, senle gelmeyi düşünmüştük buraya. Bu kıyıda beraber oturup konuşacaktık, belki de sadece susacaktık ama beraber olacaktık. Bana bunları diyen adam nasıl oldu da beni sevmedi diye düşünmek kıvılcımlara neden oluyor bedenimde. Nasıl saftım. Bu kadar saf olmak dile kolaydı ama ben olmuştum…

               Şimdi dövünmek doğal olarak yas tutmanın bir yolu olacaktı sadece. Sigaram içmeden bitmişti, daldığım düşüncelerden ancak elimin acısının dayanılmaz olması sıyırdı beni. Peki ben bu acıya nasıl katlanacaktım sen bana geçecek demeden üstelik. Bu sahil de yanımda sen olmalıydın. Her zamanki gibi bana takılsan da olmalıydın. Ben razıydım uzaktan da sevmeye, neden konuştun ki dil. Neden söyledin onları. Bana yaptığın büyük acımasızlıktı. Şairin anlattığı gibi olmasıysa çok poetik olmasından başka bir şeye yaramamıştı. Şimdi ölüm bir dalga uzağımda beni bekliyor. Son şanstın hayatımdaki. Onu da berbat ettin…

Hiç yorum yok: