Telaşsız gözler için görsel şölendir
İstanbul, benim içinse seni her köşesinde aradığım bir karmaşa. Benim için her
köşesinden belki sen çıkarsın diye var bu koca şehir. Seni aramak, yorulmadan
aramak. Soğukta seni beklemek zordu evet ama güzeldi. Şimdiye kadar kaç yıl
etti tanışıklığımız? Çok basit cevabı; ezeldendir tanıyorsun beni. Bende seni
öyle, ebediyete kadar tanıyorum. Ben çocukluğumuzdan beri biliyordum, bizin
geleceğini. Kesişen kaderlerimizin her bir noktada ayrılması başka türlü
açıklanamaz. Biliyorum; güzeldik, saftık ama aynı oranda da imkansızdık,
imkansızıydık birbirimizin.
Aynı nokta da sonsuz defa buluşan
sonsuz doğrulardık. Zamanla yanlış şıkları olduk hayatlarımızın. Ben gene de
seni beklediğim akşamlara, sofralara sahip oldum. Senelerce sana açtım
kapılarını evimin, bir başkasına açamayacağım kadar senle doluydu içim. Doğru
sen olsanda yanlış hayatlarda harcadığımız ömürlerimiz oldu. Bambaşka yollara
sürüklendiğimiz zamanlarda bile birbirimizi tamamlamışız yıllar boyunca. Doğru anı
beklemişte, beklemişiz.
Seni gittiğim her şehirde, tanıdığım
her erkekte aramamsa evet en büyük yanlışım oldu. Sen farklıydın çünkü. Daha çocukken
bile incinen yaralarımı sarmaya çabalardın. Sense yanlış kadınlarda beni aradın,
hala arıyorsun biliyorum. Sen iflah olmaz bir kaşiftin, bense bekleyen olmaya
razı.
Hatırlar mısın daha kolay dedin bana
çocukken aşk. Evet ilk aşkıydık hayatlarımızın, fazlasıyla masum ve cıvıl
cıvıl. Ben o cıvıltımı sana taşımak için yıllardır mücadele halindeyim. Ben ki
seni özlemekteyim. Sadece sen anlardın benim halimden ve ben sadece senin
dayanıksızlığını bilecek kadar yakınındım.
Hayatının kalanı olmak için halen bekliyorum. Beklemek yorucu
ama bekliyorum. N’olur daha fazla geç olmadan, daha fazla hayat gezmeden gel. Senden
önce bulacaklar beni diye ödüm kopuyor.
Şimdi sen onunlasın, bu saatlerde, belki de ona onu sevdiğini
söylüyorsundur. Ben seni tanırım da, bilirim de susarım sen şimdi mutlusun
diye. Ben gidemiyorum senden, bekliyorum gecenin ayazında, yalnızlığın karanlığında.
Ben sen yokken öğrendim; martılar sabah olmaya başlarken
çığlık atıyorlarmış. Ben sen yokken öğrendim; kahvenin fincanda nasılda hızlı
soğuyabildiğini.
İç içe ama bir olmayan hayat çizgimizle baş etmeyi
öğreniyorum. Ayrı yollarımız kesişir belki. Gene başladı solumla sağım
konuşmaya, atışıyorlar tatlı tatlı, bir yanım sen bir yanım sensizlik. Üçüncü Şahsın
şiirini bilirsin Atilla İlhan’dan hani, onunda dediği gibi “Felaketim olurdu
ağlardım”, ben senin gözlerin gözlerime değse de ağlardım, senin başkasıyla
olmana gerekte yoktu. Ben gönüllü biçaren sense habersiz gaddar adam. Kötü bir
şey demekte gelmiyor içimden. Fena bir laf ederim de canın yanar diye
korkuyorum.
Ne güzel şey seni sensiz de sevebilmek ve seni sensiz de hayalinle
yaşamak. Ben sensiz yaşayamam demiyorum. Yaşarım. Ama senden ayrı mutsuz
yaşamak değil ben seninle mutlu ölmek istiyorum. İzin ver bari bunu yaşayayım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder