4 Kasım 2017 Cumartesi

Hayat Çizgileri

            Telaşsız gözler için görsel şölendir İstanbul, benim içinse seni her köşesinde aradığım bir karmaşa. Benim için her köşesinden belki sen çıkarsın diye var bu koca şehir. Seni aramak, yorulmadan aramak. Soğukta seni beklemek zordu evet ama güzeldi. Şimdiye kadar kaç yıl etti tanışıklığımız? Çok basit cevabı; ezeldendir tanıyorsun beni. Bende seni öyle, ebediyete kadar tanıyorum. Ben çocukluğumuzdan beri biliyordum, bizin geleceğini. Kesişen kaderlerimizin her bir noktada ayrılması başka türlü açıklanamaz. Biliyorum; güzeldik, saftık ama aynı oranda da imkansızdık, imkansızıydık birbirimizin.
            Aynı nokta da sonsuz defa buluşan sonsuz doğrulardık. Zamanla yanlış şıkları olduk hayatlarımızın. Ben gene de seni beklediğim akşamlara, sofralara sahip oldum. Senelerce sana açtım kapılarını evimin, bir başkasına açamayacağım kadar senle doluydu içim. Doğru sen olsanda yanlış hayatlarda harcadığımız ömürlerimiz oldu. Bambaşka yollara sürüklendiğimiz zamanlarda bile birbirimizi tamamlamışız yıllar boyunca. Doğru anı beklemişte, beklemişiz.
            Seni gittiğim her şehirde, tanıdığım her erkekte aramamsa evet en büyük yanlışım oldu. Sen farklıydın çünkü. Daha çocukken bile incinen yaralarımı sarmaya çabalardın. Sense yanlış kadınlarda beni aradın, hala arıyorsun biliyorum. Sen iflah olmaz bir kaşiftin, bense bekleyen olmaya razı.
            Hatırlar mısın daha kolay dedin bana çocukken aşk. Evet ilk aşkıydık hayatlarımızın, fazlasıyla masum ve cıvıl cıvıl. Ben o cıvıltımı sana taşımak için yıllardır mücadele halindeyim. Ben ki seni özlemekteyim. Sadece sen anlardın benim halimden ve ben sadece senin dayanıksızlığını bilecek kadar yakınındım.
Hayatının kalanı olmak için halen bekliyorum. Beklemek yorucu ama bekliyorum. N’olur daha fazla geç olmadan, daha fazla hayat gezmeden gel. Senden önce bulacaklar beni diye ödüm kopuyor.
Şimdi sen onunlasın, bu saatlerde, belki de ona onu sevdiğini söylüyorsundur. Ben seni tanırım da, bilirim de susarım sen şimdi mutlusun diye. Ben gidemiyorum senden, bekliyorum gecenin ayazında, yalnızlığın karanlığında.
Ben sen yokken öğrendim; martılar sabah olmaya başlarken çığlık atıyorlarmış. Ben sen yokken öğrendim; kahvenin fincanda nasılda hızlı soğuyabildiğini.
İç içe ama bir olmayan hayat çizgimizle baş etmeyi öğreniyorum. Ayrı yollarımız kesişir belki. Gene başladı solumla sağım konuşmaya, atışıyorlar tatlı tatlı, bir yanım sen bir yanım sensizlik. Üçüncü Şahsın şiirini bilirsin Atilla İlhan’dan hani, onunda dediği gibi “Felaketim olurdu ağlardım”, ben senin gözlerin gözlerime değse de ağlardım, senin başkasıyla olmana gerekte yoktu. Ben gönüllü biçaren sense habersiz gaddar adam. Kötü bir şey demekte gelmiyor içimden. Fena bir laf ederim de canın yanar diye korkuyorum.

Ne güzel şey seni sensiz de sevebilmek ve seni sensiz de hayalinle yaşamak. Ben sensiz yaşayamam demiyorum. Yaşarım. Ama senden ayrı mutsuz yaşamak değil ben seninle mutlu ölmek istiyorum. İzin ver bari bunu yaşayayım…

Hiç yorum yok: