Ufka
daldığım akşamüstlerim; seni düşünürken inan ben bende değilim. Avare olup
dolanıyorum sokaklarda. Şimdi sen bu şehirden gittin ya olmuyor, yürümüyor
şehir içerimde. İlerlemeyen bir lokomotif sanki, ince ince bağırıyor bana;
sende git, kurtar kendini anılardan diyor da bir türlü gidemiyorum. Gidemediğim
onca sokakta hayaletinle dolaşmak çok acı veriyor, dayanamıyorum. Ağlıyorum bazıları,
meraklı gözlerin bakışına aldırmadan ağlıyorum. Belki kendimden kaçıyorumdur
seni ararken kim bilir, belki de o hazin akşamüstünü tekrarlıyordur içim. Ne olursa
olsun özledim. Serin kış akşamlarında bana bakışını bile özledim.
Bu akşamüstünü
diğerlerinden ayıran en önemli noktaya dönelim. Bir yıl önce bu akşamüstü sen o
yağmurda kaza yaptın. Bana bunun haberi geldiğinde geçti, geçten bile geç. Kalbin
durmuş o adam sana çarptığında, hasta kalbin dayanamamış. Hani derdin ya ‘Senin
kalbin attıkça benimki de atar’ diye, o an benim kalbimde mi durdu yoksa? Bensem
eğer suçlusu gel bu gece rüyama, al kalbimin o dayanılmaz ritmini. İnan yok
demem buna.
O akşamüstü
beni almaya geliyordun, dışarı çıkacaktık, hazırlanmıştım bekletmezdim seni
hiç. Sevmezdin beklemeyi, ilk günümüzde söylemiştin bunu. Ben seni beklerken
haberin geldi sevgilim, bu sefer o telefon o kadar acı çaldı ki anladım. Hissettiğimi
anlatmam güç, ancak beni kaybedersen anlardın. Bu hiç olmadı be sevgilim, keşke
yanında olsaydım o an. Ben seninle mutlu ölmeliydim, sensiz divane oldum.
Dolu doluydu yaşadığımız beş
sene. Tanıdık eş dostun en gözde çiftiydik, okullar bittiğinde evlenecek mutlu
hayatımıza devam edecektik. Ailelerimiz mutluydu, bizse çok çok mutluyduk. Belki
de ondan oldu bu olanlar. Hatırlar mısın bilmem demiştim sana ‘Mutlu olursam
kötü bir şey olur’ diye, sense ‘Korkma minik sevgilim, ben korurum’ demiştin. Koruyamadın
sevgilim. Akşam oldu iyiden iyiye, soğudu hava. Sen olsan kızardın bana,
balkonda durmama. Hadi gel ve kız gene bana. İstersen bağır, ben sarılırım sana
sakinleşirsin nasıl olsa.
Baksana ne güzel yanmaya başladı
şehrin ışıkları, her akşam aynısı oluyor biliyor musun sevgilim? Sahi izliyor
musun beni oradan? Unutmadın değil mi? Ne kadar acı değil mi hala seninle
konuşuyorum. Herkes gitmemi söylüyor ama ben gidemem ki buradan, burada sen
varsın. Bu ev ki aşkımıza şahit, bu ev ki duvarları sen kokuyor hala. Nasıl kokundan
uzak kalabilirim ki?
Delirmeye başladığımı
düşünüyorlar, delirdim mi? Aşk delilik işi değil mi zaten. Ben sana delicesine
aşıktım, sen gittin deli oldum. Konuşuyorum seninle, solumda oturduğunu
görüyorum. Mutlu musun orada, güzel mi? Sen iyi bir yerdesin biliyorum. Kızardın
meleğim dememe ama meleksin sen artık. Özledim be sevgilim, hani şimdi çıkıp
gel desen düşünmem gelirim peşinden.
Uzaklara bakma öyle bana bak,
gözlerini çok özledim. Hayalde olsan bak. Şehrin ışıklarını izleyelim, sen bana
yıldızları anlat. Ben sızayım gene sıcak ve güvenli kollarında. Ne olur kal bu
gece. İhtimalleri düşündükçe çıldırıyorum, öyle zorki. Sensizlik çok zor,
özledim çok özledim…